Monday, February 24, 2014

Affetmek

Sevgili anneannem hep der ki: “Biz kimiz ki Tanri bizim butun gunahlarimizi affederken biz diger insanları affetmeyelim.” Her bunu duydugumda bana karsi yapilan haksizliklari affetmenin hiç de o kadar kolay olmadigini dusunurdum. Gecenlerde seyrettigim 2013 yapimi “Philomena” bana anneannemin bu dedigini hatirlatti ve gercekten Tanri’ya inanan dindar bir insanin ne demek oldugunu gosterdi.

Once kisaca filmden bahsedeyim size. Stephen Frears’ın yonettiği “Philomena” bir annenin drami uzerine kurulu. Frears daha once “Dirty Little Things - Kirli Kucuk Seyler”, “The Queen – Kralice” ve “Cheri – Askım” ı yonetmisti. Hep onemli bir konuyu derinlemesine incelemeye calisan yonetmen bu sefer her yonuyle cok incelikle bir film cekmis. “Mrs Henderson Presents – Bayan Hendersen Sunar” filminde birlikte calistigi Judi Dench’i “Philomena”nın basrolune koymus. Daha iyi de bir secim yapamazdi herhalde. Filmin konusuna gelirsek... Kimsesiz Philomena 15 yasındayken Irlanda’da rahibelik egitimi gormektedir. Bir gencle yasadigi tek gecelik bir ilişkiden hamile kalir. Bas rahibe, Philomena gibi gunah işlemiş kizları ayrı bir yerde tutar, butun gun calistirir ve haftada sadece bir gun cocuklarini gormelerine izin verir. Belirli bir sure sonra da zengin Amerikan ailelerine bu cocuklari satar. Boylece kendini Tanri yerine koymus bu kadin, hayatları boyunca acı cekecekleri bir ceza verir bu ‘gunahkar’ kizlara. Philomena oglunun 50. yas gununde artik bu sirri daha fazla icinde saklayamayacagina karar verir ve kizina gecmiste yasadiklarini anlatir. Kizi bu olanlarin gizli kalmamasi icin tesadufen bir davette tanistigi kariyeri alt ust olmus bir gazeteci olan Martinden yardim ister. Boylece Martin ve Philomena yillar once kaybettigi oglunu bulmak uzere zor bir maceraya atilirlar.

Film 95 dakika. Birseyleri anlatmak, vurgulamak icin ( sanki seyirci aptalmis gibi ) illa 3 saate ihtiyac olmadiginin en buyuk kaniti. Gerekli mesaj o kadar net bir sekilde veriliyor ki… Gencligi calinmis bir kadinin o cocuksu halleri, yasadigi butun sancilara ragmen korumayi basardigi sevgi dolu kalbi, iyi niyetliligi… Bir taraftan dinin ve bazı din adamlarinin ne kadar yozlastigini ama bir taraftan da gercekten Tanri’ya inanan insanlarin zihnen ve ruhen ne kadar rahat olduklarini ve oyle bir yasamin da mumkun olabilecegini gosteren bir film. Bu kadar uzucu bir olayı anlatmasına ragmen film sadece sizi aglatmıyor. Olayları acıtasyon yapmadan cok gercekci bir sekilde anlatiyor, yeri geliyor sizi gulduruyor. Abartili sahnelerden kacinip vermek istedigi mesaji en dogal sekilde veriyor. Ayrıca belirtmek isterim film gercek bir hikaye ve gercek hayattaki Philomena hala yasıyor.

“Philomena” belki de en cok benim sevgili anneannemi hatirlattigi icin bu kadar begendim ama herkesin hayatında bir “Philomena” vardir diye dusunuyorum. Bakalim siz seyrederken kimi dusuneceksiniz…


Jen


No comments:

Post a Comment